Arka Kapak:
Gecenin sessizliğini bozan derin nefes alıp vermelerini, hızla çarpan kalp atışların takip etti. Bu kadar korktuğunu hatırlamıyor, belki de bundan daha heyecanlısını yaşayacağını sanmıyordun.
Yanılıyorsun…
Sıradan hayatın, değer verdiklerin, arzuladıkların… Her şey çok uzak, bir o kadar da yakın… Karşında çözmen gereken şifreler, tamamlaman gereken görevler var. Uyanman için Gecenin Gizemli Oyununu tamamlamak ve geçmişe tersten bakmak zorundasın.
Bu gece, geçmişin izlerinin peşine düşmeye, bilinçaltınla yüzleşmeye, paradokslarla çevrili rüyalar âlemine dalmaya hazır mısın?
ŞİMDİ GÖZLERİNİ KAPAT. OYUN BAŞLIYOR…
Son okuduğum kitap olan Paradokya' dan bahsetmek istiyorum sizlere. Kitabın yazarı bir Türk. Ve fantastik bir kitap. İlk gördüğümde oha falan triplerine girdim. Dedim ne oluyor falan. Ama arka kapağını görünce başka ne olabilirdi ki diye üzüldüm. Olayların geçtiği yerler Topkapı Sarayı, İzmir Kulesi falan.
Yani buralarda ne kadar aksiyon bekleyebilirsiniz ki. Topkapı Sarayı' nda büyülü bir turnuva falan yapamayacaklarına göre en fazla ne olabilir. Yazmalardan arapça osmanlıca sözler söyleyip büyü mü yapacaklar yani. Ne olabilir ki?
Neyse başladım okumaya. İlk 100 sayfa biraz sıkıcı. Sonra sonra kitap düzelmeye başlıyor. Olayın ne olduğunu çözüyorsunuz. Neyse konuyu biraz anlatayım. *spoiler* Kitabın içindeki kahramanlar bir kitap okuyorlar. Bu kitabın içindeki kahramanların da bir maceraya atılması kitap sayesinde oluyor. Yani kitap tamamen paradoksu yansıtmış.
Şimdi üç kahraman var. Ama bunlar ayrı ayrı ülkelerde veya şehirlerde. Sonra bunlara bir aracı sayesinde bir kitap geliyor. Kitabı okuduktan sonra uyuduklarında kendilerini bu gizemli dünyada buluyorlar. Üç kişiye de farklı yerlerde farklı görevler veriliyor. Fakat kitabın sonlarında bu görevler tek bir şeyi işaret ediyor. *spoiler*
Kitap üçüncü kişi tarzıyla yazılmış. Üç kişi de ayrı ayrı bölümlerde karşımıza çıkıyor. Bence zaman geçirmek için iyi bir kitaptı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder